Karanlığa uyandım. Hani bazı günler, çok mutlu uyursun, huzurdan kafayı yersin, işte öyle uyumuşum. Uyandığımda karanlıktı. Hiçbir şey göremiyordum. Sivrisinek vızıltısı. Evet o beynimi kemiren vızıltıydı duyduğum. Bir de dışarıda görevini yapan, çöp arabası. Saatin kaç olduğunu çöp arabasından anlıyordum geceleri. Anladım, daha günün aymasına çok var. Hem de çok. Yummak istemedim gözlerimi önce. Karanlığa bakmak istedim. Aklımda tek bir düşünce olmadan karanlığa bakmak.Sonra sızmışım, farkında olmadan. O sersem, uyku hali.
Sabah uyandığımda gün ayalı çok olmuştu, hatta biraz öğleye yakın, güneşin yaklaşık 60-70 derece açıya ulaştığı saatler. Sağımdan kalkmaya dikkat ederdim hep. Bu alışkanlık olmuştu. Annemin sesini duydum kulaklarımda; "Ters tarafından kalkma." Böyle inanılırdı çünkü, ters tarafından kalktığında illa işin ters gider, kötü şeyler olur, evren sana belanı verir. Ergenlik dönemlerindeki asi ruh, bana her şeyin tersini yapmamı tembih ederdi. Söz dinlememeyi, karşı çıkmayı, kafa tutmayı. Ben de tersimden kalkar, "nolmuş bak böyle de işlerim ters gitmiyor, noldu evren bugün benimle uğraşmak mı istemedin?" der tersini yapardım. Korkmazdım önceden. Büyüdüm.Korkuyorum şimdi. Büyüdükçe insan, en çok 'korkak' olmayı öğreniyor. Bunun yanında da; dayatılanları yapmayı, görevini tamamlamayı, sorumlulukları sırtlanmayı öğreniyor. Ne garip şey, hayat. Yaşamayı öğreniyorsun, üzülmeyi öğreniyorsun, içinin cız edişini seyrediyorsun.
Aklımda bunlar varken, kalkıp bir duş aldım. Soğuk suyla. Titreyerek, iliklerimde hissederek soğukluğu. En çok kışı severim ben. Lapa lapa yağan karı da severim, çamura bata bata yürümeyi de. Kardanadam yapmayı severim, içime kaçan kar tanelerinin verdiği hazzı da severim. Kar topu oynadıktan sonra, içilen sıcacık kahvemi severim. Sütsüz, az şekerli. Sevilecek ne çok şey var değil mi?
Gözlerim şişmiş, çirkin olmuşum. Aynadan yansıyan ifademe bakıp, mimiklerimi oynattım, hep yaparım bunu. Şebeklik benim işim. Eğleniyorum kendimce. Yalınayak dolaşırken, ayağıma bir şey batıyor. Canımı acıtan ufacık şey. Ufacık şeyler ne çok canımızı acıtıyor değil mi? Tokammış, ayağıma batan. Günlerdir bunu arıyordum ben de.
Odama girdiğimde, mistik bir koku. Pencereyi açmıyorum, günlerdir. Bulaşıkları yıkamıyorum, odamı toplamıyorum. Öylece duruyorlar hepsi. Etrafa dağılan, duygularmış meğer. Eşyalar değil. Dağınıklık, bendeymiş. Beynimin içindeymiş önce, sonra kalbimde.
Ayağım acıyor, fena batmış. Kimseye yakınamıyorum, " canım acıyor " diyemiyorum. Atıyorum köşeye acımı. Başka bir elbise alıp gardroptan, giyiyorum. Bu daha çok yakışıyor, hem. Hepsinden daha çok yakışıyor. Ya da ben öyle sanıyorum. Yeni aldığım çantamı takıp, dolaşmaya çıkayım diyorum. Vazgeçiyorum. Günlerdir, miskinliğe meyilleniyorum. Can çekişiyorum, günlerdir. Asıp gardroba tüm elbiselerimi, gitmek istiyorum. Bavulum olmadan. Nereye olursa giderim. Yeter ki, gideyim.
20 Ekim 2012 Cumartesi
15 Ekim 2012 Pazartesi
Bugün
Haykırmak istedim bugün
Bağıramadım
Gücüm kalmadı değil,
Eskisinden daha güçlüyüm
Galiba yılgınım bugün
Bitkin, yılgın
Örümcekler yuva kurmuş üzerime
Dolandım onlara bugün
Çözmek istedim ağları,
Örümceklere acıdım
Yapamadım,
Üzüleceklerini düşündüm
Bitki çayı içtim bugün
O leş kokan,
Hasta olduğumda bile nefret ettiğim
İçmediğim bitki çaylarından
İyi gelir diye umdum
İyi olmak için,
İçtim tüm kafaları
Çektim içime bir nefes,
Vermedim dumanını
Parçalansın istedim ciğerlerim
Kış şarkısı dinledim bugün
Oturdum,
Pencereden bakıp karın yağmasını umdum
Çıkıp kar topu oynadığımızı düşledim
Belki pazardan aldığım havuçlardan bir tanesini
Kardanadamın burnu yaparız
Dedim
Yalnızlığımı kustum bugün
Zibilyon kişi olsa dahi etrafımda
Anladım,
Sen yoksan yalnızım
Bu kural,
Yasa,
Kanun
Her ne boksa işte
Kötüydü bugün
Etrafa dağılmış bir sürü duygu,
Burnumun direğini sızlatan ,
Leş kokan yalnızlık,
İyi gelmeyen sevmediğim bir müzik
Tüm kötü,çirkin ne varsa
Burdalar
Toplanmışlar,
Benimle alay ediyorlar bugün
Duygularımı kusmak istedim
Kusamadım
Yuttum
Galiba ben
Oksijeni fazla kaçırdım bugün
14 Ekim 2012 Pazar
Korkuyorum
Korkuyorum
Uçmak istedim çoğu zaman,
Özgürlük martavallarından değil
Sadece istedim
Solumak istedim oksijenin hepsini
Yutmak istedim cümleleri
Boğulmak istedim kelimelerle
Ama
Korkuyorum
Gizli saklı ne varsa
Kimsenin bilmediği,
Herkesin bilmediğini bildiği,
Ama hep üzeri örtülen,
Set çekilen,
O gerçekleri
Ortaya dökmek istedim
Ama dedim ya,
Korkuyorum
Cinayet işlemek istedim belki,
Samimiyetsiz insanların,
Kanını akıtmak,
Hak ediyorlar
Çakallık yapmaya çalışan her insan
Acıyı fazlasıyla hak ediyor
Ama ben,
Korkuyorum
Saçma sapan her şeye,
Gülmek istedim
Nedeni olmadan
Sadece mutluluğumdan
Saflığımdan
Ama naparsın işte
Ben
Korkuyorum
Cümlelerim eksik kalıyor
Öznesi var belki
Gizli de olsa öznesi olur cümlelerimin
Yüklemi yok
Bazen dolaylı tümleci bile yok
Nedenini tahmin edersin
Dedim ya
Korkuyorum
Bir çok kere susmak istedim
İnsanlar ne düşünürse düşünsün
Siktir et dedim
Sus
Siktir et
Nasılsa
Anlamayacaklar
Yapamadım
Çünkü ben
Korkuyorum
Kokunu içime çekmek istedim
Yüzündeki her çizgiyi izlemek,
Suratındaki o ifadelerin,
Zihnimin en baş köşesinde
Yer etmesini,
Sana ait ne varsa hepsini,
Bir bir ayıklayıp
Öpmek istedim
Yapamadım
Çünkü ben
Korkağın Tekiyim
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)